29 Nisan 2010 Perşembe
2010 Model Takım ve Oyuncu Değerlendirmesi
Koca bir sezonun daha sonlarına geldiğimiz şu günlerde ağzı olan herkes Galatasaray hakkında birşeyler söylüyor. Rakiplerimizi oynadıkları maçlar 1 gün bile konuşulmazken bizim oynadığımız maçlar tüm hafta konuşulur oldu. Peki şampiyonluğamı gidiyoruz ? Hayır. 3.Sırada Şampiyonlar Ligi şansı bitmiş bi takım olmamıza rağmen herkesin dilinde hala Galatasaray.
Her paltformda herkese tek tek cevap vermek istiyorum ama yetişemiyorum. Bende koca sezonda neler yaptık ? Oturdum düşündüm ve futbolcuların her zaman olduğu gibi kilit görevde olduklarını gördüm. Yönetimdir, hakemlerdi ama futbolcular bu sene takımımızda en çok konuşulan konuydu. Çünkü öyle transferler yaptık ki herkesin dilindeydi. Böyle bir cümle sonrası adama sorarlar: Ne oldu da şampiyonluktan bu kadar uzak kaldı ?
Evet bu sene geçen senekini benzer bir şekilde futbolcuların bireysel sorunları nedeniyle yarıştan geride kaldık. Dediğim gibi kilit: FUTBOLCULAR. Bende futbolcuları ele alığ incelemek istedim ve karşıma şunlar çıktı.
Leo Franco: Sezonun en büyük hatasıdır kendisi. Geldiği günden bu yana kendisini bu çatı altında olsun olmasın, eleştirdim ama sonuna kadar da destekledim. Bazen öyle sinir oldum ki yerden yere vurdum ancak bazı maçlarda da hakkını verdik (İspanya'daki Madrid maçı). Sonuç olarak iyisiyle kötüsüyle Leo Fenerbahçe maçına kadar kaledeydi ancak artık sabrın sonu selâmet olmaktan çıkıp sonu hüsrana ulaştı ve Leo devri kapandı.
Sanri Sarıoğlu: Galatasaray'ın çocuğudur kendisi. Asla bir yıldız olamasada herzaman görev adamı olmuştur. Her gelen teknik direktör onu tanımasada hırsı sayesinde kendisini sevdirip formayı kapmayı bildi. Ancak sezon sonuna doğru baskı onuda etkiledi ve performansı düşmeye başladı. Özellikle ikinci yarıdaki sakatlıktan sonra çok hızlı dönsede (o ara arda'nın olmamasıyla kaptan olmasının etkisi var) sonra baskı altında kalıp performansı düşenlerdendi.
Servet Çetin: Servet hakkında o kadar şey yazılıp çizilmesine rağmen o asla profesyonelliğini bozmadı ve takımına sadık kalmaya devam etti. Çünkü basının bu kadar üstüne geldiği bir dönemde F.Rijkaard ile arasınında bozuldu ve kadroda yer alamadı. Aslında kadroya alınmaması tamamen teknik bir mesele FR her zaman dediği gibi defanstan top çıkarmakta zorlanıyoruz, Servet'te bunun en büyük sebebiydi. Sezon sonu kendisiyle el sıkışılarak yollar ayrılmalı. Tabiiki güzel bir bonservis ücretiyle.
Lucas Neill: Avustralya'lıların kanından mıdır? suyundan mıdır ? Bilmiyorum ama adamlar yüreğiyle mücadele ediyor Lucas'ta onlardan bir tanesi. Geldiği günden bu yana maç kaçırmadı, Rijkaard'ın görev verdiği sürece (tüm maçlarda) forma giydi ve soğukkanlılığı olsun, tekniği olsun, tecrübesi olsun herşeyiyle taraftarın sevgilisi olup göze girdi ve tüm yerlileri kesti. Evet tüm yerlileri dedim çünkü onun gelmesiyle tüm savunma kurgusu değişti. Umalım bir Harry Kewell'ımız olursun Lucas...
Hakan Balta: Hakan için ne desek az aslında. Nerede görev versen oynayan nadir oyunculardan. Sakatlık nedir bilmez, taş toprak ayırmaz, yağmur çamur bilmez, iler çıkıp gol bulup kahraman olmak için günü mahvetmez yani tam bir görev adamıdır. Ne istenirse onu verir, özellikle son 4 maçtır savunmanın ortasında harikalar yaratmaktadır. Lucas-Balta ikilisinden sonra ilk defa rahat maç izledim takımımızda savunma olarak. Ayrıca asıl mevkiisi sol bek olarak ta Türkiye'nin en iyisidir onuda söylemeden geçmeyelim..
Caner Erkin: Bir istikrarsızlık abidesi Caner ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Ancak belli birşey varki Galatasaray standartlarında olmasada hırsıyla birşeyler yapıyor. İlk yarının sonraları, ikinci yarının başları biraz hareketlendi ve takıma katkısı oldu ancak her zaman yaptığı hatalardan bir türlü kurtulamadı. İleri çıkma huyu iyi hoş ama abartması taraftarlar kadar teknik heyetide çıldırttı. Kendisinde Sabri Sarıoğlu'nun gençlik hallerini görmekteyim.
Mehmet Topal: Hakkı yenen isimlerden olduğunu düşünüyorum. Sezon başlarında o kadar kötüydü ki benim gibi kendisini çok seven birisini dahi kendinden soğuttu. Ama yine en büyük sorunlarımızdan istikrar kurbanıydı kendiside. Son maçlarda kendini çok iyi toparladı. Aslında geçen senede öyle olmuştu, bu bana acaba sezon sonları kendisini daha çok mu zorluyor gibi sorular getirdi. Ancak son zamanlardaki performansı mükemmel ki FR bile tek ön libero oynatmaya başladı.
Mustafa Sarp: Hala çok büyük bir kitle Sarp'ı savunuyor. Evet her fırsatta bahsettiğimiz yürekli futbolu oynuyor ancak kaliteninde önemli olduğunu Sarp'ta çok iyi anlıyoruz. Ne kadar yüreğiyle oynasada Galatasaray'da 11'de oynayacak kalitede bir isim değil ama kesinlikle TSL için yedekte durmalı. İyi Galatasaraylıdır kendisi ve yedekte durmayı asla sorun etmeyip istenildiği anda kanının son damlasına kadar mücadele eder ancak yetenek sınırlarına kadar tabi.
Elano Blumer:
100 Bin Kişi Önünde Özel Ders Verilir
İnter'in başına geçtiğinden bu yana basbas bağırıyor Jose: Barça çok abartılıyor gelirse elerim diye. Bu demecinden sonra İtalya ve İspanya başta olmak üzere dalga geçti ve şimdi söz onda.
Barca gibi bir takımı, dünya devi bir takımı, kendi saha ve seyircisi önünde, 10 kişi ve İnter gibi süper olmayan bir takımla dize getirmeyi bildi. Tabiiki burda önemli olan İnterin farkl kazanması değil. Tüm dünyaya nasıl taktik hazırlanır, nasıl bir dev yıkılır, nasıl 5-6 yersiniz denilen takımdan şampiyonlar ligi final bileti alınır gösterdi.
Ayrıca 1 haftadır sözlü tehditlere maruz kalmasına rağmen, maç içinde yine alışılagelmiş Morinho'yu izledik. Kırmızı kartta taraftarı alkışlaması, Guardiolanın kulağına taktik fısıldaması gecenin renkleriydi. Hele o sondaki sevinç yokmuuuu. Beni benden aldı.
Tek Kelimiyle: KRALSIN
Barca gibi bir takımı, dünya devi bir takımı, kendi saha ve seyircisi önünde, 10 kişi ve İnter gibi süper olmayan bir takımla dize getirmeyi bildi. Tabiiki burda önemli olan İnterin farkl kazanması değil. Tüm dünyaya nasıl taktik hazırlanır, nasıl bir dev yıkılır, nasıl 5-6 yersiniz denilen takımdan şampiyonlar ligi final bileti alınır gösterdi.
Ayrıca 1 haftadır sözlü tehditlere maruz kalmasına rağmen, maç içinde yine alışılagelmiş Morinho'yu izledik. Kırmızı kartta taraftarı alkışlaması, Guardiolanın kulağına taktik fısıldaması gecenin renkleriydi. Hele o sondaki sevinç yokmuuuu. Beni benden aldı.
Tek Kelimiyle: KRALSIN
25 Nisan 2010 Pazar
Yok Böyle Bir Maç {Galatasaray-Bursaspor}
Ben hayatım boyunca böyle bir maç izlemedim. Şampiyonluğa oynayan bir takım değil basit bir anadolu takımı vardı bugün karşımızda. Akın akın gittik kaleye ama sonuç tam bir hüsran. Nasıl olur akıl sır ermez ama olmadı olmadı olmadı işte.
Böyle bir maç izlemedim evet hatta bu satırları yazarken kafayı yemek üzereyim. Evet futboldur gol kaçar ama bu kadar KAÇMAZ.
Öyle oyunculara sahiptikki bugün resmen insana cinnet geçirten cinsten. Caner'in her açtığı orta auta gitti, Keita her topu harcadı, Topal ayakta duramadı, Sabri yine aldığını kaleye vurdu, Sarp'ın yatağından karısını götürsen umrunde değil, Elano aldığı topu rakibe teslim eder. İşte böyle bir takımla sahadaydı ve onlarca atak yakaladık. Şimdi bunu yazana derler madem o kadar kötüydü nasıl bu kadar pozisyon yakalandı. Bende derim ki Milan Baros.
Tek başına tüm pozisyonların içinde olan Baros tüm atak varyasyonunu üstlendi. Ancak bitirici vuruşu Keita ve diğerleri başaramadı.
Savunma anlamında iyi maçtı diyebilirim, bir kaç az adamla yakalandığımız pozisyon olsa da Neill Hakan ikilisi bu takımı sırtlar diyorum.
Takım genel olarak bakıldığında çok pozisyon yakaladığı için iyi gözüksede değildi efendiler değildi. Karşımızdaki takım tam bir rezaletti.
Şimdi takım değerlendirmesi uzun uzun yapılacak bu hafta içi ancak ben iki konuya değinmek istiyorum onlarda Bünyamin bey ve Şampiyonluk meselesi.
Böyle bir maç izlemedim evet hatta bu satırları yazarken kafayı yemek üzereyim. Evet futboldur gol kaçar ama bu kadar KAÇMAZ.
Öyle oyunculara sahiptikki bugün resmen insana cinnet geçirten cinsten. Caner'in her açtığı orta auta gitti, Keita her topu harcadı, Topal ayakta duramadı, Sabri yine aldığını kaleye vurdu, Sarp'ın yatağından karısını götürsen umrunde değil, Elano aldığı topu rakibe teslim eder. İşte böyle bir takımla sahadaydı ve onlarca atak yakaladık. Şimdi bunu yazana derler madem o kadar kötüydü nasıl bu kadar pozisyon yakalandı. Bende derim ki Milan Baros.
Tek başına tüm pozisyonların içinde olan Baros tüm atak varyasyonunu üstlendi. Ancak bitirici vuruşu Keita ve diğerleri başaramadı.
Savunma anlamında iyi maçtı diyebilirim, bir kaç az adamla yakalandığımız pozisyon olsa da Neill Hakan ikilisi bu takımı sırtlar diyorum.
Takım genel olarak bakıldığında çok pozisyon yakaladığı için iyi gözüksede değildi efendiler değildi. Karşımızdaki takım tam bir rezaletti.
Şimdi takım değerlendirmesi uzun uzun yapılacak bu hafta içi ancak ben iki konuya değinmek istiyorum onlarda Bünyamin bey ve Şampiyonluk meselesi.
18 Nisan 2010 Pazar
Sonunda Aslan: {Manisaspor - Galatasaray} + Maç Özeti
Sonunda gerçekten sonunda. Deplasman fobimizi yendik ve hakkımızla maç kazandık.
Direk maç analizine geçeceğim güzel ama yorucu bir gün geçirdim tek ayakta tutan Galatasaray aşkı.
Çok dinamik başladık maça futbolularda istekliydi uzun zaman sonra.Antremanda çalışılan pres bir nebze olsun uygulandı ilk dakikalarda, bu press gol getirmesi gerekirken Manisaspor'un maçtan önce GSC forumda dediğim gibi katı savunması ve kanat varyasyonları yüzünden o klidi açamadık. Belki birazda Reha Kapsal zekasına takılmadık desek yalan olur. İlk 15 Dakikada Galatasaray'ı çözmüş bir Manisaspor vardı. Çok sakin ve ayağa paslarla oynadı. Taaaki 22.Dakikaya kadar, o dakikada Caner topun başına geçti sağ taraftan kullanılan serbest vuruşta, ben ve hemen hemen hemen herkes top yine dağlara gidecek derken hazırlanmış bir organizasyon geldi ve Elanoya bıraktığı topu sert bir vuruşla kaye gönderdi Elano belki direk gol olacak topu Keita müdahale ederek golü garantiledi ve: 0-1.
Bu dakikadan sonra daha rahat oynadık Manisa'nın cesaretlenmesini istedik. Bu dakikalar da Milan'ın ne kadar zeki ve istekli olduğunu tekrar gördük. Tek başına Manisa savunmasını yordu da yordu. Ve devre b dengede bitti.
İkinci yarıya Rijkaard'dan kesin emirli olduğu belli olarak saldırarak çıktı takım sahaya, Elano başta olmak üzere Gio ve Arda ile tehlikeler bulduk, Neil tam bir efsane adayı olduğunu gösterdi, inanılmaz soğukkanlı hareketleriyle popescuyu andırdı. Ardından 54.Dakikada Milan Mehmet Güven'in hatasını değerlendirdi seri çalımlarla kaleciyle karşı karşıya kaldı ardından kaleciyede çalımı bastı ama sonunu getiremedi boş kalaye atarken sanırım ayağı kaydı.
66.Dakikada ise Caner'in orta sahadan attığı ara pasta az adamla yakalanan Manisa savunması nedeniyle kaleci Arda'ya gelen topa açıldı, Arda'da çok şık bir dokunuşa topu kaleciden kurtarıp boş kaleye yuvarlanan topu Baros'unn önüne bıraktı Baros'ta bos kaleye giden topu destekledi ve gole adını yazdırdı: 0-2
Tamam dedik rahatladık dedik, ohh be rahat maç izleyeceğiz dedik, 3'ü bekler olduk ama yine aynı senaryo. Sabri atakta top kaybetti ve geri dönmedi. Manisanın ikinci yarı giren siyhisi (adını hatırlamıyorum) boş olan kanattan çok sert bir orta yaptı ve büyük şanssızlıkla top o dakikaya kadar mükemmel oynayan M.Topal'ın kafasına çarptı ve kendi ağlarına gönderdi: 1-2
Yine kâbus başlamıştı. Puan kaybetme korkusu sardı yine ve Manisa atakları geldi ancak bu sefer biraz daha ayakta durmayı biliyorduk ve maçtan galibiyetle ayrılmayı bildik. Yine ömrümden ömür gitti son dakikalar ama ttopu ileride tutmayı bildik.
Bunda sonrası derbiye kalmış, dün Bursa maçında yazdığı senaryolar tamamen geçerli. Biz üzerimize düşeni yaptık şimdi öndekilerin puan kaybını bekliyoruz.
Derbide ne sonuç çıkarsa çıksın bizim işimize yarayacak, artık sadece önümüze bakıp Bursaspor maçını kazanmamız lazım.
Arda konusuna değinmek istiyorum... Arda Turan'a geçen hafta yapılanlar büyük haksızlıktı, üzerine çok gidildi. Ancak yinede Arda bu hafta taraftarın çağırmasına kulak asmayarak ve alkışlara karşılık vermeyerek kendisine yakışmayanı yaptı. Önümüzdeki günler Arda'ya özel bir yazım olacak ondan önce kısaca değinmek istedim.
"Geçen hafta ultrAslan ne kadar ayıp ettiyse, bu hafta Arda Turan o kadar ayıp etti"
16 Nisan 2010 Cuma
Bugün Titremedi
Takım Olarak Sahaya Çıkan Bursa
Bugün Bursasporlu oyyuncuların ayakları titremedi.
Yine takım olarak sahaya çıktılar. Yok yok laf olsun diye yazmadım o cümleyi gerçekten "takım olarak çıktılar sahaya" Hiç bir klüpte olmayan şekilde yürekler sahadaydı özellikle bizim takımda olmayan şekilde.
Gollerde bir lider takım golü havası yok iki golde şans eseri gerçekleşti. 1.gol önce ofsayt dedim ama ardından tekrarlarında gördüm Ömer arkada kalıyormuş. 2.Gol yine kaleci Mahmut'un büyük hatası sonucu geldi. Bu arada o Mahmut kalecimi yahu ??? Delirtti beni gerçekten aynı hatayı kaç kez üst üste yapılır yahu?
Şampiyonluk Senaryoları
Şimdi oldu puan "65" bundan sonra ne olacak ? Özeti şöyle veriyim: Yarın Fenerbahçe puan kaybettiği an artık Bursayı kimse yakalayamaz. Malum Bursa'nın Ankara maçı var 3 puan oradan cepte 68 önlerinde kalıyor sadece içeride oynayacakları Kayserispor maçı. O maçı aldıkları halde puan "71" Galatasaray ve Beşiktaş'a yenilseler dahi şampiyonluğun en büyük adayları.
Peki sabahki yazıda bahsettiğim bizim şansımız ne ? Artık şansımızın çok az olduğunu düşünüyorum. Ben gerçekten Bursa'yı hiç hesaba katmamıştım. Bugün gösterdiler ki yarışta en büyük aday hala Bursa.
Şimdi Bursa nasıl şampiyonluğu kaybedebilir ? En önemli maç Kayseri maçı o maçta malup olurlarsa şampiyonluk gerçekten gidebilir tabii bu arada Fenerin Paşa ve Trabzon maçlarıda önemli...
Resmen kafa kalmadı arkadaşlar senaryolar ürete ürete beynim durdu. Herşey pazar günkü debide düğümlü derbide Fener puan kaybederse Bursa şampiyon. Ben bunu bilir bunu söylerim..
Bizde eğer Manisaya puan kaybedersek ŞL şansıda biter. Ha bide şöyle birşey var BİZ ALİ SAMİYEN'de BURSAYI EVİRE ÇEVİRE YENERİZ.
Bu gece en haz almadığım noktada Samiyen'de bizi yeneceklerine yönelik tezahuratlardır. Yapmayın etmeyin gençler sizin kıçınızda donunuzun olmadığı günlerde bizler şampiyonluk naraları atıyorduk.
Haftaya çok sağlam bir ders vereceğiz ama bu hiç kimsenin işine yaramayacak.
Maçın fark yaratanlarıda vardı tabi bu maçta gözüme en çok çarpan isim Ömer Erdoğan'dı gerçekten 3 büyüklerin aradığı tipte bir savunmacı. Yüreğiyle oynuyor özellikle o çok dikkatimi çekti, Volkan Şen ise çok hareketli ama yetenekli diyemeyiz. Sercan ise tam bir fiyaskoydu. Bu futbolcu için tuttuğum transfer nöbetleri haram olsun kendisine diyorum ve yarınki mücadeleyi beklemeye başlıyorum.
Liderlik Aşkına {Bursaspor-Gaziantepspor}
Evet lider sahne alıyor. Turkcell
Cüneyt Çakır düdük çalacak.Maç herzaman ki gibi Ligtv'den yayınlanacak.
Bursaspor geçen hafta Gençlerbirliği maçında 2 puan birden bırakarak şampiyonluk baskısını kaldıramayacağını gösterdi herkese. Özellikle maçın 3/2'lik bölümünden sonra puan kaybı korkusuyla resmen ayakları titredi.
Maç sonu Ozan İpek ve Ömer Erdoğan'ın olmamalarını bahane ettiler. Ancak bu maç ikisininde cezası bitti ve sahada olacaklar. Bu tabiiki önemli ama önemli olan Bursa'nın şampiyonluk baskısını kaldırıp kaldıramayacağı.
Bursa'nın kazanacağını zannetmesemde bir kaç avantajları olduğunu kabul ediyorum. Özellikle taraftarları büyük bir itici güç -ancak terste tepebilir- ve Antep'in hiçbir amacının kalmaması Bursa'nın işine yarayabilir.
Şimdiye kadar oynadıkları maçlarda bu sahada Bursanın uzun zamandır Antep'e üstünlük kuramadığı bir gerçek ve beraberlik ezici üstün. Bu maçta da aynı senaryoyu bekliorum ve başladığı gibi biteceğini iddia ediyorum. Ve Muhetemel 11'leri vererek veda ediyorum. Maç bitişinde görüşmek dileğiyle...
STAT: Bursa Atatürk Stadı
SAAT: 20:00
HAKEM: Cüneyt Çakır
YAYIN: Lig
BURSASPOR
İvankov
Ali Tandoğan
Ömer
İbrahim
Mustafa Keçeli
Volkan
Hüseyin
İvan Ergiç
Ozan İpek
Turgay
Sercan
GAZİANTEPSPOR
Mahmut
Tolga
Serdar
Tomas
Deumi
Zurita
Olcan
Erman
Murat Ceylan
İvan
Julio Cesar De Sauza
Gün Destek Günü
Takımımızın iyi gününde buradaydık kötü gününde çekip gitmek bizim taraftarımıza yakışan bir hadise değil. Evet kabul ediyoruz sezon başında çok büyük ümitlerle başladık, büyük transferler yaptık, ancak o zamanda dediğim gibi bu beklenti bizi büyük uçurumlara götürebilir. Ve evet tahmin ettiğim oldu. Takım olamadık, futbolcular ruhunu yansıtamadı ve şampiyonluk şansı çok azaldı.
Bu sezon gerçekten hiç beklenmedik puanlar verdik ancak ben hala ümitliyim. Evet biliyorum tüm maçları kazansak dahi 72 Puanla şampiyonluk çok zor. Peki niye olmasın ? Şidm Fenerbahçe'nin Beşiktaş maçı çok önemli ayrıa maçları bizden daha zorlu. Peki kazanır mı ? Evet kazanaibilir, kazanırsa elden birşey gelmez. Ancak ben ümitliyim ki Fenerbahçe bu maçlardan puan kaybedecek.
Yarışta Beşiktaş'ı görmüyorum keşke olsalarda Fenerbahçe yerine onlar şampiyon olsa ancak çok ama çok zor.
Bursa için ayrı bir parantez lazım. Bir Belediye maçlarını izledim bir Antalya maçlarını izledim bir Gençlerbirliği maçlarını izledim resmen ayakları titriyor yani bu baskıyı artık kaldırmaları imkansız. Bugünde Antep'e puan kaybettikleri ande herşey biter.
Evet hala işimiz çok zor ancak hiç maç kaybetmeden önümüzdeki tüm maçları kazanma zamanıdır. Olmayacak birşey de değildir. Bizim maçlarımız hepsinden daha kolay. Son olarakta kalan maçları verip olacakları bekleyelim.
1)Bursaspor
Gaziantepspor (E)
Galatasaray (D)
Kayserispor (E)
Ankaraspor (Bay)
Beşiktaş (E)
2)Fenerbahçe
Beşiktaş (E)
Kasımpaşa (D)
Eskişehirspor (E)
Ankaragücü (D)
Trabzonspor (E)
3)GALATASARAY
Manisaspor (D)
Bursaspor (E)
İstanbul B.B (D)
Antalyaspor (E)
Gençlerbirliği (D)
4)Beşiktaş
Fenerbahçe (D)
Sivasspor (E)
Diyarbakırspor (D)
Manisaspor (E)
Bursaspor (D)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)